27 Kasım 2012 Salı

MİLFÖY POĞAÇA VE ÇITIR PATATES


Hafta sonu kahvaltı için yaptığım hem çıtır çıtır hem de oldukça kolay iki tarif ;)
İkisi de bildiğimiz tatlar aslında fakat birazcık farklılık katmak istedim. Güzel de oldu denemek isterseniz yapılışları da şöyle…


MİLFÖY POĞAÇA

Milföy dilimlerini üçe bölerek rulo yaptım ve üçünü de üst üste koyarak açtım. İç harcını koyduktan sonra bildiğimiz poğaça gibi kapatıp üzerine yumurta sarısı sürüp susam serperek 180 derece ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişirdim.


ÇITIR PATATES

Patatesleri ince ince doğrayarak kağıt havluyla biraz kuruladıktan sonra;

1 yemek kaşığı un
1 tatlı kaşığı nişasta
Yarım paket kabartma tozu
Biraz tuz

İlavesiyle iyice harmanlayın ve kızgın yağda pembeleşene kadar kızartın.
Kızartacağınız kadar patatesi hazırlayın, bekleyen patatesler sulanabilir aklınızda olsun ;)

Afiyetle...

26 Kasım 2012 Pazartesi

HAFTA SONU, ATATÜRK PARKI


Adana’da, şehrin merkezinde bulunan, içerisinde birbirinden güzel, çeşit çeşit ağaçların, çiçeklerin, yeşilliklerin bulunduğu muhteşem bir doğa güzelliği Atatürk Parkı. Bu parkı ilk gördüğümüz zamanlar Adana’ya ilk geldiğimiz zamanlardı, bundan üç buçuk yıl kadar önce. Bu tarz yeşillik alanlar genelde şehrin dışında olur ya, tam merkezde oluşuna şaşırmıştım ama bir o kadar da hoşuma gitmişti yakınımızda oluşu. Ama aradan geçen zamanda (merkezde olunca, çarşı-pazar gezmekten olsa gerek) pek de uğramaz olduk. Geçtiğimiz hafta sonu ben hamam keyfi yaparken Arman‘la babası bir güzel gezmişler Atatürk Parkı’nda. Kaç saat boyunca hiç sesi çıkmamış tatlımın, temiz havadan olsa gerek eve gelince de kesintisiz dört saat öğle uykusu çekince bundan sonra hafta sonları birer saat de olsa Atatürk Parkı ziyaretine ayırdık :) Ben arada belki çarşıya doğru biraz kayabilirim ;) ama sizin yolunuz buralara düşerse bu güzel parka bir uğrayın derim, Atatürk Caddesi’nde ;)



Ben de aldığım kazaklarımdan ikincisini bu hafta sonu giydim, deri görünümlü taytımla.



21 Kasım 2012 Çarşamba

DOLAPLARDA YER KALMAYINCA



Severek aldığım/diktiğim/kullandığım eşyalarıma artık dolaplarda yer kalmayınca verilecekleri ayırdım, yeni kalmışları ise yeni bloğumda listelemeye karar verdim. Bir nevi dolap detoksu niyetine… Bazıları hiç kullanılmadı, bazıları yalnızca birkaç kez kullanıldı… Şimdilik ekleyebildiklerimin detaylarına buradan bakabilir, funda-ceyhan@hotmail.com adresine mail atabilirsiniz.

20 Kasım 2012 Salı

KREM RENGİ ÖRGÜ KAZAK


Bu sezonun modası olan parçalardan, benim en sevdiğim salaş kazaklar oldu. Kış mevsiminde hem rahat hem de şık olabilmenin en kolay yollarından biri sanki. Çok da yeni bir şey değil aslında hepimizin dolabında bir köşede bekleyen salaş, kalın şişlerle örülmüş birkaç kazak mutlaka vardır. Hatta mevsimi gelmişken, azıcık da örgü biliyorsanız şişleri alıp kazak örme zamanıdır :) Ben kolayına kaçıp hafta sonu alışverişimde iki güzel model buldum. Biri krem rengi örgü, arkası uzun bir model diğeri gri penye tarzı bir kumaştan oldukça bol kesim bir kazak… Krem rengi örgü kazağımı da straplez, siyah mini elbisemle kombinleyerek giydim bile ;)




19 Kasım 2012 Pazartesi

HAFTA SONUNDAN


1. Cumartesi sabahı yaptığım hamam keyfi :)
2. Arman’a aldığımız yeni ayakkabılar.
3. Güzel bir hafta sonu alışverişinden, çok beğenerek aldığım iki tane salaş kazak.
4. Cuma günü Arman’cığımdaki nezle belirtileri sebebi ile yaptığım ilk kış çayımız.
5. Kış hazırlıkları, siyah zeytinlerimizi Pazar günü yaptık, yaptık derken ben hazırlanana kadar canım kocacığım halletmiş bile :)

16 Kasım 2012 Cuma

MİNİ MUTFAK ÖNLÜĞÜ


Hediye almak kadar vermeyi de çok seviyorum, hele de biraz el emeği kattığım parçaları hediye etmek beni çok daha mutlu ediyor. Dün gezmeye gittiğimiz arkadaşım için de ne alacağımı düşünürken bir mutfak önlüğü dikmek geldi aklıma. Daha önce hiç dikmemiştim, bu yüzden model konusunda karar veremedim ama pek de klasik olsun istemedim. Çok beğenerek aldığım bu kumaştan, kendisi de pek zarif olan arkadaşıma böyle mini mini bir önlük diktim.


13 Kasım 2012 Salı

KÜPE KUTUSU


Takı kutusuna doldurduğum küpelerin karışıklığından kurtulmak için daha önce yaptığım yüzük kutusundaki yöntemle bu defa da bir küpe kutusu yaptım. Yaparken kutu biraz büyük gibi gelmişti gözüme ama küpeleri yerleştirdikçe küçük olduğunu anladım. Var olan birkaç çift küpe ve yeni alacağım küpeler şimdiden açıkta kaldı :) Yaparken bunu göz önünde bulundurunuz !


Gerekli malzemeler boş bir çikolata kutusu, bir tabaka da köpük… Ve arka kapamalarını çıkarmadan küpelerinizi dilediğinizce yerleştirmek...

12 Kasım 2012 Pazartesi

ÇİÇEKLİ ŞAL


Kış ayları geldiğinde ister istemez bir örme isteği geliyor bana sanki :) Soğuk havalarda pek hareket edemediğimden sanırım, oturarak yapılabilecek en eğlenceli meşgale de örgü gibi geliyor. Öyle çok fazla model de bilmiyorum, bu çiçekli model çok da kolayıma geliyor. Bundan iki yıl önce baya örmüştüm bu şaldan ama biraz ara verince detaylarını unutmuşum. Neyse ki o zamanlar bloğumda detaylı olarak bahsetmişim, hemen o yazıma dönerek oradan yardım aldım ;) Bu kez de ebruli bir ip (tiftik) kullandım ve boyunda kullanmayı düşündüğüm için boyunu biraz kısa tuttum.



YAPILIŞI DA ŞÖYLE;


1- 7 tane zincir çekerek başlayın ve ilk zincire batarak bir yuvarlak oluşturun.
2- Tekrar 10 zincir çekip bu yuvarlağın içine batarak 4 tane yaprak oluşturun. Beşincide 5 zincir çekip ipi tığa 2 defa dolayın, 4 kerede çekince bir üst sıraya geçmiş oluyorsunuz.
3- Üst sırada 10 zincir çekip bulunduğumuz yaprağın tepesine batıyoruz. Tekrar 10 zincir çekip aynı yere batıyoruz. Akabinde 4 zincir çekerek diğer yaprağa atlıyoruz. Bu sırada bütün yaprakların tepesine batarak ikişer tane 10'ar zincirli yaprak yapıyoruz, sadece tam ortadakine 3 yaprak yapıyoruz, bu da şalın genişlemesini sağlıyor.


4- Bir üst sıraya geçtiğimizde yine 10 zincirli iki yaprak yaparak 4 zincir çekiyoruz ve sonraki iki yaprağın tepesine batarak ikisini toplayıp üzerine iki yaprak yaparak bu şekilde devam ediyoruz. Yine sadece tam tepedeki yaprak tek kalıyor.


Mini şalımı bitirdim hafta sonu da hemen kullandım. Son 3-4 gündür çok yağmur yağdı, çizmeler botlar kullanıma açıldı. Çantamı da İzmir’den almıştım, ilkokuldaki beslenme çantama benziyordu hoşuma gitti :)



8 Kasım 2012 Perşembe

GÖKÇESU PİLAVI


Yemek tariflerine verdiğim kısa bir aradan sonra nefis bir pilav tarifiyle devam etmek istiyorum. Gökçesu Pilavı, güzel bir akşam yemeği için hazırlayabileceğiniz oldukça lezzetli ve değişik bir pilav çeşidi... Yine Lezzet Dergi’sinin Pilavlar ekinden. İyi ki derginin bu sayısını almışım diyorum, denediğim bütün tarifleri çok beğendim. Daha da sırada bekleyen on altı değişik pilav tarifi var. Malum, pilav akşam yemeklerimizin vazgeçilmezi, ben de elimden geldiğince değişik tarifleri denemeyi çok seviyorum, Gökçesu Pilavı da beğendiklerim listesinde yerini aldı ;)


MALZEMELER
1 su bardağı pirinç
1 su bardağı haşlanmış nohut
1 tane havuç
1 yemek kaşığı tereyağı
1 tane kesme şeker
1 çay kaşığı limon suyu
Biraz sıvı yağ ve tuz
2 su bardağı su

Üzeri için; 
Birkaç dal maydanoz
Susam

YAPILIŞI
Pirinci bol suyla yıkayıp ılık, tuzlu suda 20 dakika bekledikten sonra iyice yıkayıp süzün. Bir yemek kaşığı tereyağına ve biraz da sıvıyağı ilave ederek tencereye alın, yağı erittikten sonra pirinçleri kavurun. Suyunu ekleyip kaynadıktan sonra şeker, limon suyu ve tuzu ilave edip karıştırın. Sonrasında nohutu ve rendelenmiş havucu ekleyip iyice karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Pilavınızı, demlendikten sonra üzerine dereotu ya da maydanoz yaprakları ekleyip susam serperek servis yapabilirsiniz .

Afiyetle…

Not: Tarifte, pilavın tuzunu ilave ettiğiniz aşamada kıyılmış dereotu da ekleniyor. Ben servis esnasında maydanoz yaprakları eklemeyi tercih ettim.

7 Kasım 2012 Çarşamba

KEDİ KAPI TUTACAĞI


Sıcak havaların sona ermesiyle klimalardan kurtulup balkon kapılarımızı açmaya başlayınca mutfak kapısı için bir tutacak gerekli oldu. Kedi kapı tutacaklarını çok beğenerek yapmıştım ama daha önce yaptıklarımın hepsini hediye etmişim, kendimize hiç yapmadığımı fark ettim. Mutfak takımım turuncu renkli olduğundan turuncu kareli kumaşımdan mutfak kapımıza da bir kedicik yaptım sonunda. Daha önce yaptıklarıma da buradan bakabilirsiniz.


5 Kasım 2012 Pazartesi

BU ARALAR


Son gezmelerimizden sonra evimizin özleminden olsa gerek pek de dışarıya çıkmadık. Günlerimiz zaten oldukça yoğun geçiyor, başlıca sebebi gittikçe fazlasıyla hareketlenen Arminto’cuğum. Gitmeden önceki haliyle şimdiki hali arasında on yedi fark bulabilirim :) Gündüz uykuları da iyice azaldı, bütün gün hareket halinde olunca akşamları ikimiz de yorgun düşüyoruz :) Son günlerde doğru dürüst bilgisayarı bile açamıyorum, açsam da Arman’cığım sağolsun oturtmuyor. Hemen bir alarm veriyor, hiç yalnız kalmak istemiyor. Onun dışında bu aralar, özlediğim arkadaşlarımla-komşularımla görüşmeler, ufak tefek gezmeler, azıcık alışveriş ve bolca Arman’la geçiyor günlerimiz...


1. Bebeciğimin bugünkü keyfi.
2. Burada yapılışını anlattığım ayakkabılarını bugünlerde ben giydirmeye başladım o da çıkarmaya…
3. Arman’ın kış hazırlıkları.
4. Havaların soğumasıyla örgü sezonunu da açtım. Renklerini beğenerek aldığım tiftik yünden küçük bir şal örüyorum. Akşamları televizyon izlerken terapi niyetine :)
5. Biçtiğim ufak tefek parçalar…
6. Bu hafta sosyete pazarından topladığım küpeler…
7. Bu mevsimde evimizi pırıl pırıl aydınlatan güneşin en sevdiğim hali ve çayımın yanında kavala kurabiyem...