29 Eylül 2012 Cumartesi
26 Eylül 2012 Çarşamba
ŞORTLU TULUM
Hafta sonu akşam yemeğinde giymiştim bu tulumumu, birkaç yıl oldu aslında aldığım ama hala çok severek giyiyorum. Mavinin kontrastı turuncu olsa da kırmızıyla uyumunu da çok seviyorum ben. Fotoğraflar da yemekten önce akşam güneşinde…Bu yeşillik alanı çok beğenmiştim, son fotoğraflarım da oradan olsun dedim...
Etiketler:
giydiklerim,
şortlu tulum
24 Eylül 2012 Pazartesi
HAFTA SONU İSKENDERUN KAÇAMAĞI
Daha önce de bahsetmiştim, bu yıl eşimin yoğun işleri yüzünden tatil falan yapamadık. Havalar da artık değişmeye başladı malum azıcık da olsa bir denize girelim dedik ve bu hafta sonu İskenderun Arsuz’a doğru iki günlük bir kaçamak yaptık. Cumartesi sabahı direk Arsuz’a gittik o günü denizinde geçirdik, akşam İskenderun merkezde bir otelde kaldık. Pazar sabahı deniz manzaralı güzel bir kahvaltı yapıp, öğleye kadar İskenderun’da biraz sahil boyu yürüdük, biraz da çarşı-pazar gezisi yaptıktan sonra tekrar Arsuz’a gittik. O gün de akşama kadar denizde vakit geçirdikten sonra gün batarken tekrar yollara düştük. O taraflara gitmeyi düşünenleriniz varsa eğer hiç durmayın derim, ben Arsuz’un denizine bayıldım, hiç çıkmak istemedim. Suyu sıcak, dibi ince kum ve dalgasız… Arman’cığım banyo yapmayı çok seviyor ama denizden korktu o da kıyıda güneşlendi :)
İskenderun’da olunca plajda içli köfte bile bulmak mümkün :)
Otel odamızdan İskenderun…
Sahil boyunda...
Ve dönüş yolu…
Özetle yaz biterken denizi de gördük nihayet, çok da güzel bir hafta sonu geçirerek evimize döndük.
21 Eylül 2012 Cuma
KIŞ HAZIRLIKLARI: PATLICAN KURUTMASI
Bu yıl birkaç turşu haricinde pek de kış hazırlığı yapmadım aslında. Pazardan patlıcan almıştım zaten, bir de arkadaşım bir poşet patlıcan getirince aklıma annemin yaptığı kurutulmuş patlıcanlar geldi ve patlıcanlarımızı da bu şekilde değerlendirmiş oldum. ‘Bu patlıcanları nasıl kullanacağız acaba?’ derseniz, düdüklü tencerede ortalama 20 dakika kadar haşlayıp yumuşattıktan sonra, mısır ununa bulayıp kızartıyorsunuz ve çıtır çıtır nefis bir lezzet ortaya çıkıyor (normal una bulayarak da kızartabilirsiniz ama malum un hemen yanıyor). Yemeğini de yapanlar var ama ben bunu seviyorum. Hiçbir zorluğu yok, güneş bile gerekmiyor, hatta gölgede kuruttuğunuz patlıcanlar kararmaz, daha güzel olur aklınızda olsun. Daha sonra kuruttuğunuz patlıcanları bez bir torbada hava alacak şekilde istediğiniz kadar saklayabilirsiniz. Ama iyi kuruttuğunuzdan emin olun, yoksa küflenebilirler. Yapılışına gelince;
Patlıcanların bol olduğu zamanı bekleyip istediğiniz kadar patlıcan alıyorsunuz. Patlıcanları alacalı soyup, alttan dörde bölerek (baş kısmını kesmeden) gölge olan balkonunuzdaki çamaşır iplerine diziyorsunuz. Adana gibi sıcak bir yerde yaşıyorsanız bir haftaya kalmadan kurutulmuş patlıcanlarınız hazır oluyor.
20 Eylül 2012 Perşembe
JEAN ELBİSE
İki yıl önce Zara’dan aldığım bir elbise bu. Geçen yıl hamile olunca giyememiştim, yaz geçmeden bu yıl giyebildim nihayet. Sevdiğim bir model aslında çok da rahat. İçindeki siyah elbise de en sevdiğim kurtarıcılarımdan, straplez model bir astar. Saçlarımı da evden çıkarken açık bıraktım, ilerleyen saatlerde sıcağa dayanamayıp klasik topuzuma geri döndüm ;)
Etiketler:
giydiklerim,
jean elbise
18 Eylül 2012 Salı
17 Eylül 2012 Pazartesi
SON GÜNLERDE
Neredeyse geçen hafta sonundan beri sanki bir şeyler oluyor. Dikiş makinemde küçük bir sorun çıktı, inadına neye elimi atsam ucu dikiş makinesine çıkıyor sanki. Biçtiğim parçalar beklemede. Tam yazı yazayım diyorum canım istemiyor, vazgeçiyorum. Sıcaklar hala devam ediyor pek dışarıya çıkamıyoruz. Dün de tam hazırlandık evden çıkıyorduk ki Arman’cığım fena halde kusarak bizi korkuttu biraz. Gezegenlerden midir nedir :) bir garipliktir gidiyor…
Dikiş makinemden başlayacak olursak, cumartesi tamire götürdük servis kapalıydı, arabada tamire gitmeyi bekliyor bakalım… Yazılarımın devamı gelecek inşallah, beklemede kalın ;) Sıcaklara inat bu hafta erken kalkıp günün serin anlarını değerlendireceğiz oğluşumla. Arman’cığımın son durumuna gelince çıkardıktan sonrasında gayet iyi çok şükür miniğim. Ve dün başta Arman olmak üzere üst baş, yatak da dahil her şey yıkandı, tekrar hazırlanılarak öyle çıkıldı gezmelere…
Benim minik, şaşkın oğlumla zaman tünelinden bir fotoğrafımız :)
Etiketler:
giydiklerim,
hayatın içinden
10 Eylül 2012 Pazartesi
BU HAFTA SONU
Bu hafta sonu yine eşimin yoğun işleri sebebiyle pek fazla gezemedik (ne zaman rahatlayacak henüz onu da bilmiyorum, yaz bitti biz hala tatil yüzü göremedik bu yıl :) Totale vuracak olursam, bir sosyete pazarı, bir alış veriş merkezi, market ve pazar alışverişi ve günün yorgunluklarıyla iki akşam yemeğiyle geçti. Cumartesi’ye ait bir tek fotoğraf yok ama Pazar günü ben böyleydim. Sıcakların azıcık, minicik hafiflemesiyle özlediğim taytlarıma geri döndüm. Valizimsi çantam da Arman’cığımla ortak çantamız bu aralar.
Yemeğe gittiğimizde menüde, daha önce bu yazımda tarifini verdiğim, Tabule salatasını gördüm ve denedim. Benim tarifimden farklı olarak nohut yerine fındık parçalarıyla yapılmıştı, bol nar ekşili ve kızartılmış hellim peynirli… Ben çok beğendim, kısır tarzı salataseverler denemenizi tavsiye ederim. Hellim peynirli Tabule Salatası-M1 Avm (Aresto)
Etiketler:
giydiklerim,
hayatın içinden,
tabule
7 Eylül 2012 Cuma
BEBEK AYAKKABISI
Bebek kıyafetlerinde çeşitlilik çok hoşuma gidiyor ama hepimizin de bildiği gibi çok kısa süre kullanıldığı için çok almak hiç de mantıklı değil. Genelde ilk kez çocuk sahibi olanlar kendini kaptırıp ne var ne yok alıyor, tabi ki bu gruba azıcık ben de dahilim :) Ama ben, en azından sadece çeşitlilik grubuna giren parçaları hafif süslemelerle değişiklik yapmaya ya da kendim dikmeye çalışıyorum. Bu ayakkabı-patiklerin de modeli hoşuma gitti, değişik renk olsun diye diktim.
Hala sıcakları yaşadığımızdan Arman’cığımın şimdi giyemeyeceğini düşünerek ben biraz büyük çalıştım. Farklı olarak, tabanı da diğer parça gibi çift kat çalışıp arasına elyaf (metrelik) koydum ve elde birleştirdim. Üst parçanın da dikişsiz kalan kısmını temiz görünmesi için makinada zikzak geçtim. Yapılışı burada detaylı olarak anlatılmış ama yine de ben yapım aşamalarıyla ekliyorum. Kalıbı da burada...
5 Eylül 2012 Çarşamba
OYUNCAK TASARIM YARIŞMASI
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi bölümü "Haydi Biraz Oynayalım" isimli bir oyuncak tasarım yarışması düzenliyor. Yarışma kuralları gereğince oyuncakların 0-6 yaş için hazırlanmış eğitici oyuncaklar olması ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekiyor. Tasarıma meraklı, çocukların kişisel gelişimine katkı sağlamayı düşünen her yaş ve meslekten ilgililer yarışmaya katılabilir. Belki aramızda bu konuyla ilgili daha önceden parlak bir fikre sahip olup bunu hayata geçirememiş anne-babalar da olabilir ;) Ödül olarak; birinciye: 3.000 TL, ikinciye 2.000 TL, üçüncüye 1.000 TL, Barış Manço Mansiyon Ödülü olarak da 500 TL verilecekmiş. Son başvuru tarihi 10 Mart 2013. Daha detaylı yarışma kurallarına buradan ulaşabilirsiniz.
Fotoğraftakiler Arman için yaptığım oyuncaklar…
4 Eylül 2012 Salı
SAÇ HAVLUSU
Saçlarımı kurutma konusunda çok hassasım ama hemen kurutamadığım zamanlarda da hepimizin yaptığı gibi havluyla topluyorum o da sürekli açılıp duruyor. Son yaptığım kumaş alışverişinde (en soldaki turuncu) kumaşçılarda 1 liraya bulmuştum bu havluyu, aklımda da böyle bir şey yapmak vardı zaten. Ve türban şeklinde böyle bir saç havlusu yaptım, çok da rahat oldu. Çeşitli renk kumaşlardan yapıldığında aksesuar olarak kullanılabileceği gibi dağınık saçlardan kurtulmak için de iyi bir çözüm ;)
1 Eylül 2012 Cumartesi
YENİ TARİF DEFTERİ
Eski tarif defterim (arkadaki elmalı-armutlu) artık doldu ben de Accessorize’den yeni bir defter aldım. Bu öncekinden biraz daha büyük, biraz daha kalın, hem kilidi bile var :) Ama eskileri yeniye geçirmek çok zor olacak…
Etiketler:
alışveriş,
tarif defteri
PATATESLİ KEK
Patatesli keki annemden öğrendim, misafir geleceği zaman patatesli kek, muhakkak menüde yerini alırdı hem yapılışı oldukça kolay :) hem de çok lezzetli bir tarif olduğundan ;) Malzemeleri ise her daim evde bulunan malzemeler.
MALZEMELER
2 yumurta
1 bardak sıvı yağ
1 bardak yoğurt
2 tane orta boy patates
1 paket kabartma tozu
Pul biber, karabiber, kimyon
1 tatlı kaşığı kadar tuz
Un
YAPILIŞI
Yumurta, sıvı yağ ve yoğurdu iyice çırpın. Sonra kabartma tozu, tuz ve unu azar azar ilave ederek akışkan kıvamda (bildiğimiz kek hamuru gibi) bir hamur elde edene kadar çırpmaya devam edin. Çırpma işlemi bittikten sonra baharatları ve küp küp doğradığınız patatesleri ilave edip bir kaşık yardımıyla iyice karıştırın. Hazırladığınız kek hamurunu yağlanmış kalıba dökerek üzerine susam gezdirin ve 170 derece ısıtılmış fırında üzeri pembeleşene kadar pişirin.
Bu arada çayınız da demlenmiş olmalı ;)
- Ben bütün yemeklerimde olduğu gibi bu tarifte de zeytin yağı kullandım.
- Baharat olarak annem nane de ekler ama rengini kararttığı için ben eklemiyorum.
- Sıcak yada ılık olarak servis yapmanızı da tavsiye ederim ;)
Afiyetle…
Etiketler:
patatesli kek,
yemek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)